4 Şubat 2014 Salı

Havva Engin: Almanya'da Türk Kökenli Göçmen Çocukların Okul Öncesi Eğitiminde İki Dilliliğin Yeri ve Önemi

Prof. Dr. Havva Engin
[Havva Engin] - Almanya'da uzun yıllardan beri göçmen kökenli çocukların dil problemlerine dair yapılan tartışmalarda, bunun onların anadillerini fazla konuşmalarından kaynaklandığı tezi ileri sürülmüş ama konuyu aydınlatacak ampirik çalışmalar - birkaç istisna haricinde - yapılmamıştır.

Bu istisnalardan biri, 2000 yılında Almanya'nın dört büyük kentinde anaokulu ve ilkokulu yaşlarında olan 5000 çocukla yapılan çalışmadır. Onun sonuçlarına göre, araştırmaya katılan çocukların yarısından fazlası, gündelik hayatta hem anadillerini hem de Almancayı konuştukları belirtmiştir.

Essen kentinde 2005 yılında, kentte bulunan bütün ilkokulları kapsayan bir araştırmada da çocukların duruma ve karşısında bulunan şahsa göre ya tek dili ya da iki dili birden konuştukları saptanmıştır.

Sözü edilen çalışmaların sonuçlarına göre, göçmen kökenli çocuklar, anaokulu yaşından başlayarak, şahsa ve duruma göre, hem anadillerini hem de Almancayı kullanmaktadır.

Son yıllarda yapılan nörolojik çalışmalar, doğuştan itibaren veya üç yaşına kadar en az iki dilli büyüyen çocukların beyinlerinde dil fonksiyonunun sadece bir merkezden yürütüldüğünü ortaya koymuştur. Dokuz yaşından sonra ikinci bir dil öğrenmeye başlayan çocuklarda ise, beynin her dil için yeni bir dil merkezi oluşturduğu görülmüştür.

Bu sonuçlar, iki dilliliğin çocuğun dil gelişimi süreci için, bir zenginlik olduğunu ve bir temel oluşturduğunu ortaya koymaktadır.

Buna göre, iki veya çok dillilik çocuklar için hiç bir zaman zorluk teşkil etmemektedir ve çocukların dil problemlerinin kökeninde, onların iki dilli olduğundan ziyade, hangi sosyal ortamda büyükdükleri önem kazanmaktadır.

Kısacası, sözü edilen çocukların bütün dil gelişimin yaşıtlarına göre çok gerilerde kaldığı görülmektedir ve dil problemlerinin kökeninin tıbbi veya dilbilimsel olmaktan ziyade, sosyal çevrede aranması gerekmektedir.

Belirtilen sonuçlar, dilbilimcilerin yaptığı araştırmalar tarafından da desteklenmektedir. Örneğin anadil seviyesi yüksek olan anaokulu çocuklarının Almancayı daha kısa sürede; kelime dağarcığı ve cümle yapısı boyutunda daha detaylı öğrendiği görülmüştür. Bu bağlamda, anadil düzeyi normal yaş seviyesinde veya daha yüksek olan çocukların, Almancanın temel dil kurallarını altı-dokuz ay gibi çok kısa bir sürede çözdükleri de saptanmıştır.

Akabinde yapılan dil düzeyini saptama testlerinde, Almanca düzeyi yüksek olan çocuklar, anadillerinde de yüksek efor göstermiştir.

Sonuç ve Öneriler

Özellikle okul öncesi eğitimde, anadiline büyük görevler düşmektedir. Zira, ailede konuşulan dil, çocuğun dilbilgisi ve gelişimi konusunda, yaşıtlarına göre mi, yoksa daha mı ileri olduğunu belirler. Anadili zayıf kalan ve bırakılan çocuklar, okula başladıklarında büyük güçlükler çekmektedir ve özellikle Almanca öğrenmek kendilerini çok zorlamaktadır. Böylesine başarı performansı düşük çocukların, ilköğretim sürecinde, var olan arayı kapatmaları hemen hemen imkansız hale gelmektedir.

Bu bağlamda aileye, ebeveynlere ve özellikle annelere büyük görevler düşmektedir. Onlar, çocuklarını dil gelişimi sürecinde ne kadar iyi destekleyip, eğitebilirlerse, çocukları okul öncesi öğrenim sürecinde o kadar hızlı bir şekilde ikinci bir dil olarak Almancayı öğrenirler. Bu da, onların okul hayatına problemsiz başlaması anlamına gelir.

Göç sürecinde bilinmesi gereken en temel husus, dil bilmenin ve onu iyi konuşabilmenin bireylerin bütün eğitim hayatlarını en derinden etkilediği gerçeğidir. Onun için, ebeveynler, çocuklarının göç ettikleri ülkelerde başarılı olmalarını istiyorlarsa, onlara anadillerini öğretmekle mükelleftir. [Havva Engin]

Kaynakça
  • Apeltauer, Ernst (2006): Bedeutungsentwicklung bei zweisprachig aufwachsenden türkischen Vorschulkindern. In: Ahrenholz, Bernt; Apeltauer, Ernst (Hrsg.): Zweitspracherwerb und curriculare Dimensionen. Empirische Untersuchungen zum Deutschlernen in Kindergarten und Grundschule. Tübingen: Stauffenburg Verlag, S. 31-54.
  • Baur / Chlosta / Ostermann / Schroeder (2005): "Was sprecht Ihr vornehmlich zu Hause?" Zur Erhebung sprachbezogener Daten. In: URL: http//www. uni-due.de/unikate/ressourcen/grafiken/PDF's/EU_24/24_baur.pdf
  • Deutsches Jugendinstitut (2000): Wie Kinder multikulturellen Alltag erleben. Projektbericht. München: DJI.
  • Engin, Havva; Reddig-Korn, Birgitta; Weiß, Beate (2010): Merhaba, sevgili Fare– Hallo, liebe Maus! Hückelhoven: Anadolu Verlag.
  • Franceschini, Rita: Mehrsprachigkeit und Gehirn: Mythen – Potentiale – Praxis. Vortrag gehalten am 06.10. 2006 auf der Tagung "Frühe Mehrsprachigkeit: Mythen - Risiken – Chancen". Mannheim. URL: http:// kongress.sagmalwas-bw.de/media/pdf/Vortrag%20Franceschini.pdf
* Havva Engin, Prof. Dr., Direktör, Hei-MaT- Heidelberger Zentrum für Migrationsforschung und Transkulturelle Pädagogik, Pädagogische Hochschule Heidelberg / Heidelberg Eğitim Bilimleri Üniversitesi, Göç Araştırmaları ve Transkültürel Pedagoji Merkezi (Hei-MaT) Direktörü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder